Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Ankara Ofisi Hizmete Girdi

TAKİP ET

Alman-Türk ticari ve ekonomik faaliyetlerini güçlendirmek amacıyla Ankara'da çok önemli bir adım atıldı. Her ili ülkenin ortak çalışma kuruluşu olan Ticaret ve Sanayi Odasının Ankara Ofisinin açılışı yapıldı

Ticaret ofisinin açılışına, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, TOBB Konseyi Başkanı Gürsel Baran, Almanya Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği CEO’su Dr. Martin Wansleben ve Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Markus C. Slevogt katıldı

 

Açılışta konuşan Gürsel Baran, Türkiye ve Almanya’nın, Avrupa’nın iki önemli ekonomik gücü olduğunu belirterek, “Ticaret hacmimiz yaklaşık 30 milyar Avro’yu geçmiştir. Almanya aynı zamanda Türkiye’deki en önemli yatırımcı ülkedir. Halen 7,110 Alman sermayeli şirket, Türkiye’de faaliyet göstermektedir. 2002-2018 yılları arasında Almanya’dan Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırım tutarı, 9 milyara Avro’ya yaklaşmıştır” şeklinde konuştu

 

Türkiye-Avrupa Birliği katılım müzakereleri sürecinin devam etmesi gerektiğine işaret Baran şunları kaydetti: “Avrupa Birliği Türkiye’nin en önemli ticaret ortağıdır. 2017 yılında Türkiye ihracatının %45’ini Avrupa Birliği’ne gerçekleştirmiştir. İthalatının da %38’ini AB’den yapmıştır. Türkiye-Avrupa Birliği arasındaki mal ticareti 150 milyar Avro civarındadır. Gümrük Birliği’nin modernizasyonu, Türk-Alman iktisadi ilişkilerine yeni bir ivme katacaktır. Gümrük Birliği kapsamına, hizmet, tarım ürünleri ve kamu alımlarının dahil edilmesi, var olan iktisadi bütünleşmeyi daha da ileri götürecektir’

 

DR. MARTİN WANSLEBEN; ‘ALMAN YATIRIMCILAR GÜVENCE İSTİYOR’

 

Almanya Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği CEO’su Dr. Martin Wansleben de konuşmasında, “Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler geçtiğimiz yıllarda yakınlığını ve çok yönlülüğünü korumuştur. Her iki taraf da ekonomik alanda ortaklıklarının öneminin bilincindedir ve ticari engeller gibi mevcut zorlukların üstesinden gelmekte kesinlikle kararlıdır.  Alman ve Türk ekonomik ilişkilerinin gelişmesi için büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Ancak, Alman şirketleri, yeni yatırımlar yapmak ve Türkiye pazarında uzun vadeli taahhütlerde bulunmak için belirli çerçeve koşullara ihtiyaç duymaktadırlar. Bu nedenle, önümüzdeki yıllarda Türk-Alman ekonomik ilişkilerinin potansiyelinden tam anlamıyla yararlanabilmek için yatırım ortamının nasıl iyileştirileceği konusundaki açık diyaloğu sürdürmek çok önemlidir” ifadelerini kullandı