Çimento sektöründen 'karbon' yol haritası

TAKİP ET

Türkiye, çimento üretimi ve ihracatı bakımından dünyanın en önemli ülkeleri arasında yer alıyor

Ülkemizde çimento sektörünün çatı kuruluşu konumunda ise sektörün yüzde 93 gibi önemli bir kısmını temsil eden Türkçimento bulunuyor. Türkçimento üyelerinin dahil olduğu verilere göre, 115 milyon ton kurulu kapasitesi bulunan sektörün 2021 yılı üretimi 72 milyon tonu aşmış durumda. 11 aylık sonuçlar doğrultusunda bu üretimin 44 milyon tonu iç pazara temin edilmiş. Ancak, rakamlar bu kadar büyük olunca ortaya çıkan emisyon da o kadar fazla oluyor. Çünkü, yapısı gereği enerji yoğun bir iş kolu olan çimento sektörü, atmosfere bıraktığı emisyon oranı bakımından önde gelen 5 sektör arasında yer alıyor.

Bu noktadan hareketle Avrupa Yeşil Mutabakatı, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı onaylaması ve COP26’da verilen taahhütler gibi gelişmeleri yakından takip eden sektörün çatı örgütü Türkçimento, çimento sektörünün düşük karbon yol haritasını belirledi. Söz konusu haritanın detaylarını Hürriyet’e anlatan Türkçimento CEO’su Volkan Bozay, çimento sektörünün Türkiye’nin karbon emisyonunun yüzde 8 ila 12’sinden sorumlu olduğunu belirtti. Bozay, “Karbon yol haritamız kapsamında ilk olarak, sürdürülebilirlik dönüşüm programlarının üyelerimiz tarafından desteklenmesi var. Çünkü, önümüzdeki dönemde finansman buradan gelecek. Finans araçlarını sağlayanlar sürdürülebilir politikalara bakacak. Bu bizim düşük karbon yol haritamızın ilk adımı” dedi.

KAMU DESTEKLEMELİ

Bozay sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer bir konu alternatif yakıt kullanımının arttırılması. AB’de biyokütle içeren alternatif yakıt kullanımı oranı yüzde 50’lerde, biz de bu oran henüz yüzde 8. Bunun temel nedeni bu depolama ve ayrıştırma işlemlerinin olmayışı. Dolayısıyla atık politkasının etki analizi yapılıp iyileştirmesi gerekiyor. Bir diğer konu, düşük klinker ve alternatif hammaddeli çimentolar üretilmesi. Özellikle kamu ihalelerinde bunun teşviki çok önemli. Diğer yandan, enerji verimliliğin yükseltilmesi gerekiyor. Halihazırda sektörün bu konuda özellikle atık ısı dönüşümüyle ilgili önemli yatırımları var. Enerji verimliliği için son 10 yılda 2 milyar dolar yatırım yapıldı ama gelişmesi kritik. Son nokta ise teknoloji yatırımları. Karbon yakalama, saklama, hidrojen yakıtlar... Bunlar bireysel olarak üyelerimizin yapabileceği yatırımlar değil. Mutlaka kamu tarafından desteklenmesi lazım.”