Beslenme tercihlerinin ruh sağlığı üzerindeki olumlu etkileri

TAKİP ET

Beslenmenin psikolojik yönüne dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beslenme tercihlerinin ruh sağlığı üzerindeki etkilerine işaret etti. Bağırsak sağlığının önemini vurgulayan Tarhan, 'Bağırsaklar beyindeki serotoninin fabrikası gibi çalışıyor. Beyin gibi fonksiyon yapmıyor ama beyine malzeme üretiyor. Beynin yakıtını bağırsak hazırlıyor.' Dedi

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beslenmenin psikolojik yönüne ilişkin değerlendirmede bulundu
 
Obezite sıralamasında Türkiye üçüncü sırada

Dünyada obezitenin en yaygın olduğu üç ülke arasında Türkiye’nin bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Toplumun üçte biri obez. Hem de klinik tanı alacak biçimde obez. Bu kişiler, beden kitle indeksi 30’un üzerine çıkmış kişilerdir. Birinci sırada ABD, ikinci sırada Suudi Arabistan ve üçüncü sırada ise Türkiye geliyor. Bazıları atıştırmayla geçiriyor. Türkiye’de kadınların yüzde 46’sı, erkeklerin yüzde 22’si obez sınırında. Bunlar çok yüksek oranlar. Bu demektir ki biz beslenme konusunda toplum olarak raydan çıkmışız, yanlış besleniyoruz. Atıştırmayla ya da Batı’nın fastfood kültürü nedeniyle yanlış beslenmenin kurbanı oluyoruz. Diğer tarafta da bizim tamamen geleneksel beslenmemizde karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve yağlı beslenme gerçekleşiyor.” ifadelerini kullandı

Yanlış beslenme bağırsak mikrobiyatasını bozdu

Bağırsaklarda faydalı bakterilerin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi:

“Bakterilerin yüzde 80’i faydalı bakteridir. Bu faydalı bakterilere probiyotik deniyor. Vücuttaki birçok vitamin, mineral, birçok antioksidanlar ve hatta mutluluk hormonu olarak bildiğimiz serotonin bile bağırsaktaki bu bakteriler vasıtasıyla üretiliyor. Orada kullanılmıyor ama vücuda veriliyor. Fakat yanlış beslenme, bağırsaktaki mikrobiyotayı da bozdu. Bağırsaktaki probiyotik dediğimiz faydalı bakteri dengesi bozuldu. Böyle olunca da vücuttaki serotonin üretimi de bozuldu. Serotonin vücutta sadece beyin değil uyku, iştah ve mutlulukla da ilgilidir. Triptofan diye bir madde var. En çok fındık, çavdar ekmeği ve tam tahıl ürünlerinde en çok bulunuyor. Buğdayın daha doğrusu unun kepekli kısmı hayvanlara verildi, rafine kısmını insanlar yedi. Seneler bunlardan mahrum geçti ve yanlış beslenme nedeniyle insanların çoğunda bağırsak florası bozuldu.”

Beynin yakıtını bağırsaklar hazırlıyor

Bağırsaklarımızdaki mikrobiyotayı düzeltmeden artık depresyonla ilgili tedavide daha köklü adımlar atmadıklarını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bağırsaklar, ikinci beyin olarak tanımlanıyor. Biraz abartılı da olsa gerçeklik payı var. Bağırsaklar beyindeki serotoninin fabrikası gibi çalışıyor. Beyin gibi fonksiyon yapmıyor ama beyine malzeme üretiyor. Beynin yakıtını bağırsak hazırlıyor diyebiliriz. Bağırsaktaki mikrobiyata bozulduğu için de beyne yanlış yakıt gidiyor’ dedi
 
Yediğini görmüyor çünkü algı körlüğü oluşuyor

Duygusal yemenin düzeltilmemesi halinde yeme ve beslenme konusunda hatalara sebep olacağını vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Birçok örtülü depresyon vardır. Kişi depresyonda değildir. Neşeli ve canlıdır fakat duygusal beslenme yapıyordur. Yani stresini yiyerek baskılamaya çalışıyordur. Canı sıkılıyor buzdolabına gidiyor, canı sıkılıyor kola ya da meşrubat içiyor. Bu kişiler sonra ‘ben bir şey yemiyorum ki, su içsem yarıyor” diyor. Böyle durumlarda beslenme uzmanlarının yaptığı çok güzel bir uygulama vardır. ‘Yediklerinizi lütfen not alır mısınız?’ diyorlar. Beslenmeyle ilgilenen psikologlar da bunu yapıyor. Kişi sabahtan başlıyor, yediği ve içtiği her şeyi not alıyor. Akşam olduğunda ‘Ben neler yemişim’ diyor. Yediğini görmüyor çünkü algı körlüğü oluşuyor. Duygusal yeme olduğu için algı körlüğü oluyor. Yediğinin bile farkında değil. Onun için farkındalık oluşturmak için yediğin her şeyi not al diyoruz.” diye konuştu.

Yanlış beslenme hücreyi bozuyor, erken yaşlanmaya sebep oluyor

Aşırı karbonhidrat tüketiminin olumsuz etkilerine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu beslenme tipi, oksidatif stresi arttırıyor. Oksidatif üs yapıyor vücutta. Bu durum da dokularda birikime yol açıyor. İç damar sertliğine neden oluyor.  Hücreleri yavaşlatıyor, hücre zarının geçişkenliğinin duyarlılığını zayıflatıyor. Daha önceki eski bilgiler hücrenin beynini çekirdek kabul ediyordu ama şimdi son bilgilere göre hücrenin beyni zarı. Hücrenin en akıllı yeri, mikrotübüller. Bütün vücuttan haberleşiyorlar. Vücuttaki hücreler diğer hücrelerle tıpkı telsiz ve internet gibi haberleşiyor. Yanlış beslenme bunları bozuyor, hücreyi bozuyor, erken yaşlanmaya sebep oluyor.” uyarısında bulundu.

Yanlış beslenme ömrü kısaltıyor

İnsanın genetik koduna göre yaşının aslında 140 olduğunu, bazı görüşlere göre 180’e çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Fakat yanlış beslenme ve obezite yüzünden ortalama ömür kısalıyor. Ama son zamanlarda özellikle obeziteye karşı bir toplumsal bilinç var.” dedi.

Mutsuz olduğumuz için mi, haz için mi yiyoruz?

Obeziteye yeme bağımlılığının neden olduğunun belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Obez bir kişi bize başvurduğu zaman altta yatan psikolojik nedenleri araştırıyoruz.  Bu kişi neden yiyor? Mutsuz olduğu için mi yiyor, haz için mi yiyor? Bu kişilerin beyindeki ödül ceza sistemi bozuluyor.” dedi.

Beyindeki ödül ceza sisteminin, bütün beynimizin temel sistemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsan beyni kazanç odaklı çalışır. Yani yaptığı işlerde kazanç gördüğü zaman o işi yapar. Pazarlama tekniklerinde de öyledir. Kişi kazançlı çıkacağını düşünürse o ürünü alır. Beyindeki ödül ceza sistemi bozulan kişi, daha çok yemek yiyor. Bağımlılığa ödül yetmezliği sendromu da deniyor. Obezlerde ciddi şekilde tıpkı madde bağımlılığı gibi yeme bağımlılığı var. Yemek yemezse krize giriyor, onun için bir türlü zayıflayamıyor. Çünkü kontrol bozulmuş.” dedi.

Bilinçli yemek yeme alışkanlığı çocukluk döneminde kazandırılmalı

Bilinçli ve sağlıklı yemek yemenin küçük yaşlardan itibaren öğrenilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Burada yemek yeme konusunda denge kurmak önemli. Ne aşırı yeme ne de hiç yememe. İkisi de önemli sorunlara yol açabilir. Çünkü hiç yememe beslenme bozukluğu da bir hastalıktır.  Anoreksiya ya da bulimia gibi bazı hastalıklara sebep oluyor. Kişi 29 kilo olduğu halde kendisini 150 kilo zannediyor. Beyindeki yeme algısı bozuluyor, açlık tokluk durumu bozuluyor. Özellikle yeme dürtüsünü düzeltmek ve akıllıca yemek yeme alışkanlığını çocuk yaştan kazandırmamız gerekiyor.” diye konuştu.

Omega3 hücre zarını koruyor

Beyin dokusunun 4’te 3’ünün yağ dokusundan ibaret olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Beyin et değil, yağdır. Bunun için Akdeniz tarzı diyetler, fındık, ceviz, keten tohumu, kuru fasulye, Brüksel lahanası gibi yiyeceklerde Omega3 var. Omega3 hücre zarını koruyan bir vitamindir. Omega3’ün sinir hücrelerini çok koruyucu etkisi var. Özellikle beyinsel becerilerin gelişmesinde, okul başarısının yükselmesinde etkili olabiliyor. Sağlıklı ruh ve sağlıklı beden demek, sağlıklı hücre zarı demektir. Bu da Akdeniz diyeti ile çok yakından ilgilidir.” dedi.
 

ankara ekonomi sağlık sağlıklı yaşam ankara sağlıklı yaşam