Döviz ve gayrimenkulün yatırım enstrümanı olma rolü

Sermayesini korumak için döviz-konut ikileminde kalanlarda 'yanlış hesaplama' ve 'iyi bir tahmin' yapma riskini artabilir

Türkiye’de konut fiyatları bir zamanlar hayal etmesi zor olan sıradanlıktan çok uzak bir noktaya yükseldi. Piyasada canlılığı ve alışverişi artırmak için zamansız ve plansız çıkartılan konut ve otomobil kredileri hem enflasyonu hem de emtia fiyatlarını astronomik seviyede yükseltti. ‘Konut alabilen son nesil’ olarak adlandırılan kesim için ‘nasıl ev sahibi olabilirim?’ sorusu ikna edici bir yanıt bulmakta zorlanılan bir konu oldu

Ağustos ayından bu yana satış oranlarının hızla düştüğü konut piyasası enflasyona karşı güvenilir bir koruyucu olmaktan çıkmaya başladı. Konut fiyatlarını düşürmeye kararlı olan Hükümetin uyguladığı sıkı para ve düşük faiz politikası sermayesini korumak için döviz-konut ikileminde kalanlarda ‘yanlış hesaplama’ ve ‘iyi bir tahmin’ yapma riskini artırıyor. Aslında konut ve döviz kurlarının durumu, yüksek enflasyon ve göçlerin yaşatacağı değişimlerden daha az önem taşıyor

Küçük ve orta ölçekli yatırımcıların paradan ve konuttan para kazanma hırsları, konuşmayı reddeden çocukların öfkeli olduklarında aldıkları kararlara benzeyebilir. Önümüzdeki dönemde gayrimenkul’de vergi yükünün artacağı için alımların seyri ve politikası değişebilir. Gayrimenkul’ün yatırım enstrümanı olmaktan çıkarıldığı bir dönemin başlangıcında olabiliriz

Dalgalı piyasalarda üretim esaslı büyüme ve kazanç odaklı girişimler milyoner ve yeni iş fikirleri ortaya çıkarır. Para okuyucuların ve milyoner olanların yöneldiği temel nokta ‘aktiflere yönel, pasifleri azalt’ prensipleriyle güçlenir