İnşaat sektöründe kriz endişeleri

TAKİP ET

Pandemi, TL'nin döviz kuru karşısındaki yüksek değer kaybı ve bunlara bağlı olarak artan maliyet girdileri nedeniyle inşaat sektörün derin bir endişe hakim. İnşaat firmalarına iş yapan alt yükleniciler ana firmaların durdurduğu projeler nedeniyle zor duruma düştü. Yanan teminat mektupları, batan kredilerin, yazılan çeklerin rakamı oldukça yüksek düzeylerde

İnşaat firmaları ve yüklenici firmaların endişeleri artmaya başladı. Salgınlar, yaşanan ekonomik sıkıntılar, artan döviz kuru, maliyet artışları, alt yüklenici teminatları ve çek yasası gibi sebepler nedeniyle sektör sıkıntılı günlerden geçiyor. Oluşan mali tabloda konut üreticilerini büyük bir kaos beklediği öne sürülüyor

250’ye yakın alt sektörle bağı olan, para hareketlerinin hızlı dönüş sağlandığı, sonuca en kısa sürede giden bir sektör ola inşaat, Pandeminin ham madde ve mamul üretimine olumsuz etkisi, küresel krizlerin, siyasi çatışmaların, karşılıklı protestoların oluştuğu bu ortamda ürün teminindeki zorlukların maliyete etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomide bu kadar etkin bir noktaya oturmuş olan sektör maalesef inşaat maliyetlerindeki yüksek artış nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyor.

Döviz kurundaki artış sektörü zora soktu

İnşaat ham maddesi ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinden gelen ithal ürünlerden oluşuyor. İthal ürün maliyeti dövizle direkt ilintili. Hal böyle olunca dövizin artışı maalesef ülkemizde ilk başta inşaat sektörünü etkiliyor. İnşaat sektörünü ciddi anlamda krize sokuyor. Döviz kurlarını hızlı yükselişi ve TL’nin değer kaybı konut sektöründe hem maliyeti hem de satışları etkileyen en önemli sorun. Buna bir de uluslararası alanda yaşadığımız iletişim ve ilişki krizleri de eklenince sektör iyice sıkıntıya giriyor

Ülke ekonomisinin lokomotifi olan sektörümüz, demir, beton ve çimento fiyatları başta olmak üzere tüm inşaat malzemelerinde yaşanan olağanüstü fiyat artışları, enflasyon ve faiz değerleri, dövizde yaşanan kur artışları nedeniyle neredeyse durma noktasına geldi. Tabi ki tek sorun ekonomik de değil. Pandemi nedeniyle birçok inşaat malzemelerinde ciddi tedarik sorunu yaşanıyor. Sektörde neredeyse karaborsa oluşmak üzere

İnşaat sektörünün içinde bulunduğu yasal, ekonomik ve sosyolojik etmenler doğru bir şekilde ele alınmazsa sektörde daha büyük sıkıntılar kaçınılmaz olarak görülüyor. Türk Lirası’nın döviz karşısında erimesi sonucu Avrupa ve diğer bölge ülkeleri inşaat malzemelerini ülkemizden alıp yurt dışına çıkartıyorlar. İhracat patlaması denilen olay maalesef gerçekte budur. Bundan dolayı da üretim iç piyasaya cevap veremiyor ve maliyetler artıyor

TÜİK’in açıkladığı verileri hepimiz yakından takip ediyoruz. İnşaat maliyet endeksi, 2021 yılı Mayıs ayında bir önceki aya göre %4,41, bir önceki yılın aynı ayına göre %39,56 artmış durumda. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi %49,45, işçilik endeksi %19,97 artmış durumda. İnşaat sektöründe kullandığımız bazı kalemlerde artış %145’i buldu. Bu maliyet artışları doğal olarak konut satış fiyatlarına yansıyor.

Artan maliyet girdileri, ham madde temin sorunu, döviz, enflasyon ve yüksek faiz maliyetleri gibi nedenlerle daralan sektörde doğal olarak konut fiyatlarının da aşırı yükselmesine sebebiyet veriyor. 600 - 700 bin TL’ye satılan bir daire neredeyse iki katından fazla bir fiyatla en az 1,5 milyon TL’ye satılır oldu.

Sektör yabancı alıcıyla ayakta kalamaz

Ülkemiz bugün neredeyse elli yıl geriye dönmüş durumda. Vatandaş konut alabilmek için 25 - 30 yıl çalışmak zorunda. Sorun sadece kredi faizi de değil. Vatandaşın konut almaya verecek peşinatı dahi yok artık. Yerli alıcı sayısındaki bu ciddi düşüş sektörü daha sıkıntılı hale sokuyor. Yabancı alıcıyla ayakta kalmak mümkün değil.

Süreçten en çok alt yükleniciler etkileniyor

Zaten düşük kar oranlarıyla çalışan alt yüklenicilerin ana firmadan kaynaklı alacakları ve ana firmaya verdikleri teminatlar ciddi bir şekilde ele alınmalı. Ana firmadan kaynaklanan nedenlerle sıkıntıya düşen alt yükleniciler için çözüm alanları geliştirilmeli. Alt yükleniciler çoğu zaman hak edişleri ya zamanında ya da hiç alamıyorlar. Teminat mektupları yakılıyor. Teminat mektupları karşılığında bankalara verilen mülkleri yok pahasına satılıyor.

Acil yasal düzenleme yapılmalı

TBMM’nin acil bir yasayla alt yüklenicilerinin teminat mektuplarının kolayca yakılmasının önüne geçilmeli. Bunun önüne geçecek yasalar çıkmalı. Ayrıca teminat mektupları yakılan firmaların mal varlıklarının bankalar tarafından yok fiyata satılamaması için önlem alınmalı. Bu olursa hem bu kadar çok inşaat firması batmaz, hem de rekor seviyede çekler yazılıp binlerce icra davaları da adliyelerde raflarda beklemez. Sektör rahat bir nefes alır. Üretim maliyetleri ve risklerindeki olumsuzluklar ortadan kalktığında Türk vatandaşların alım gücüne etki edecek bir rahatlama oluşur



 

ankara ekonomi emlak konut inşaat ankara emlak ankara konut ankara gayrimenkul ankara yatırım ankara inşaat