Modern çağın cehilleri, neyi bilmediğini bilmeyenler

TAKİP ET

Eskiden okuma yazma bilmeyenlere cahil denildiğini belirten Prof. Dr. Tayfun Uzbay eğitimli olup, neyi bilip neyi bilmediklerinin farkında olmayan ve ulaştıkları ilk bilgiyi doğru zanneden neocahil bir kesim olduğunu söylüyor

Sosyal medya ve internetin neocehaletin temel etkileşim alanı haline geldiğini ifade eden Uzbay, bazı uzman kişilerin de popüler olmak uğruna bilgi kirliliğinin yaygınlaşmasına destek olduklarına dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı ve Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tayfun Uzbay, modern çağın cehaleti olarak adlandırılan neocehalet hakkında bilgi verdi.

Neocahiller neyi bilip neyi bilmediklerinin farkında değiller

Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “Gramer ya da imla kurallarına uymadan kendine özgü bir iletişim dili de söz konusu. Burada karşımıza eskisinden çok daha yaygın modern çağın cehaleti çıktı. Buna bazıları neocehalet, yani ‘yeni cehalet’ diyor.” dedi

Neocahiller okuma yazma bildiğini ifade eden Uzbay, “Hatta bir yabancı dili de gayet güzel konuşabiliyorlar. Hatta üniversite bile bitirmiş olabiliyorlar. Peki neden cahiller? Çünkü ilk olarak neyi bilip neyi bilmediklerinin, yani sınırlarının farkında değiller. İkinci olarak da bildikleri konusunda ön yargılılar ve kesin olarak bundan eminler. Bunun sebebi, dijital devrimin sağladığı gerçek bilgi kadar bilgi kirliliği ve dezenformasyonu da yayması ve insanların ulaştıkları ilk bilgiyi doğru sanması. Daha kötüsü uzmanlık gerektiren özel alanlarda bile okudukları ulaştıkları her bilgi hakkında rahatça yorum yapması ve hatta uzmanları eleştirmesi. Sonuç olarak sayıları ve özgüvenleri her gün artan neocahiller ortaya çıkıyor. Bunlar sağlıktan, tarıma, iklimden uzaya her şeyi bildiklerini sanıyorlar. Ancak hatalı bilgiler yüzünden gerek kendileri gerek çevreleri zarar görebiliyor ve bunların algıları kolayca yönetiliyor.” diye konuştu.

Neocehalet giderek güçleniyor ve örgütleniyor

Neocehaletin giderek güçlendiğine ve örgütlendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Tayfun Uzbay, “En önemli sorun kirli ya da hatalı bilgilerin yaygınlaşması ve toplumsal bazı zararlara yol açması.  Bazen bunlara çeşitli nedenlerle ve özellikle popüler olmak veya takipçi kazanmak için bazı akademisyenler de destek veriyor. Bu durumda toplumun kafası karışıyor. Covid-19 salgınında aşı karşıtlığının ne boyutlara ulaştığını gördük. Sağlık alanı ile ilişkisi olmayan aralarında mühendislerin, mimarların, yazılımcıların da bulunduğu sözde eğitimli bir kesim doğrudan cehaleti savundu ve bazı akademisyenlerden de destek aldı. Örnekler çoğaltılabilir. Somut sonuçlara bir örnek vermek gerekirse aşı karşıtlığının artması sonucu sağlık gündeminden çıkmış olan kızamık yeniden ortaya çıktı ve çocuklarda ölümlere yol açmaya başladı.” şeklinde konuştu.

Dijitalleşme ile öne çıkan deneyim paylaşımlarının ayarı ve dozu hakkında da değerlendirmede bulunan Uzbay sözlerini şöyle tamamladı:

“Hukukun ve etiğin bu alana el atması gerekir. Adil, fikir özgürlüğünü kısıtlamayan ancak toplumun zarar görebileceği kirli bilginin yayılmasına da taviz vermeyen yasal düzenlemeler şart. Ayrıca toplumda etik bilincinin oluşması ve etik davranış kalıbının ödüllendirilmesi gerekiyor

ankara ekonomi analiz sosyal medya zararları