Öğrenme teorisininin değiştiğini, daha önce disiplinli, baskı, otoriter ortamında öğrenmenin olduğunun kabul edildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ama 21. Yüzyıl becerisi olarak deneyimleyerek öğrenme kavramı ortaya çıktı. İnsan beyni en iyi deneyimleyerek öğreniyor. Eğlenceli ve disiplinli olduğu zaman öğreniyor. O halde domates festivali var, neden bilimin festivali yok dedik. Neden bir projeyi ve bilimi eğlenceli ve kendi içerisinde disiplinli olan bir ortamda ele almıyoruz diye düşündük. Eğlenceyle projeyi birleştirecek bir çalışma başlattık. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz de buna çok sahip çıktı.”dedi.
Düşüncenin üretiminde hayal kurma var
Gençlerin gözlerindeki ışıltıyı gördüğünde bu festivalin gerçekten işe yaradığını anladıklarını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Projenin saçma olması bile bir değerdir. Birçok düşüncenin üretiminde hayal kurma var. Amaca yönelik hayal kuruyorsunuz. Hayal kurduktan sonra kuluçka dönemi oluyor. Kuluçka döneminde aylak beyin başka şeylerle meşgul olurken mesela Arşimet suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulmuş, Newton yerçekimi kanununu elma ağacının altında dinlenirken buluyor.” dedi.
Uslu çocuk çağı yakalayamaz, rutinin dışına çıkmamız gerekiyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyadaki yeni buluşların temelinde farklı düşünmek ve aykırı düşünmenin olduğunu kaydederek “Bu zihnimizin yapabileceği bir şey. Bu farklı düşünmekle ilgili, aykırı düşünmekle ilgili, zihinsel isyanla ilgili, zihinsel itirazla ilgili… Bunları yapmamız gerekir. Bize sunulan rutinin dışına çıkmamız gerekiyor. Rutinin içinde kalan kişi bir şeyi keşfedemez. Çok iyi ikinci adam olursunuz ama bir şeyi keşfedemezsiniz. Onun için gelişmiş ülkelerde aykırı düşünenleri, farklı düşünenleri, eleştirenleri, aykırı tipleri ödüllendirirler ki insanlığı değiştirbilir diye. Bizde uslu çocuk metodolojisi gidiyor. Uslu çocuklar çağı yakalayamaz. Sorgulayan, düşünen, itiraz eden ama bunu belli bir kültür içinde yapan bir genç geleceği yakalamış bir gençtir. Gençlerdeki o heyecan ve keşfediciliğe bir şey katmak gerekiyor.” dedi.
Tutkulu projesi olanlar kazanıyor
Projecilikte laboratuvarda yatıp kalkan, tutkulu projesi olan kişilerin kazandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Tutkulu projesi olanlar kazanıyor. Aşkla ve şevkle projeye sarılırsa proje oluyor. Aziz Sancar’a bakın, laboratuvarda yatıp kalkarak bu şekilde oluyor. Yaptığın işe mutlaka heyecanını ve tutkularını katmak gerekiyor.” dedi
Düşüncenin üretiminde hayal kurma var
Gençlerin gözlerindeki ışıltıyı gördüğünde bu festivalin gerçekten işe yaradığını anladıklarını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Projenin saçma olması bile bir değerdir. Birçok düşüncenin üretiminde hayal kurma var. Amaca yönelik hayal kuruyorsunuz. Hayal kurduktan sonra kuluçka dönemi oluyor. Kuluçka döneminde aylak beyin başka şeylerle meşgul olurken mesela Arşimet suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulmuş, Newton yerçekimi kanununu elma ağacının altında dinlenirken buluyor.” dedi.
Uslu çocuk çağı yakalayamaz, rutinin dışına çıkmamız gerekiyor
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyadaki yeni buluşların temelinde farklı düşünmek ve aykırı düşünmenin olduğunu kaydederek “Bu zihnimizin yapabileceği bir şey. Bu farklı düşünmekle ilgili, aykırı düşünmekle ilgili, zihinsel isyanla ilgili, zihinsel itirazla ilgili… Bunları yapmamız gerekir. Bize sunulan rutinin dışına çıkmamız gerekiyor. Rutinin içinde kalan kişi bir şeyi keşfedemez. Çok iyi ikinci adam olursunuz ama bir şeyi keşfedemezsiniz. Onun için gelişmiş ülkelerde aykırı düşünenleri, farklı düşünenleri, eleştirenleri, aykırı tipleri ödüllendirirler ki insanlığı değiştirbilir diye. Bizde uslu çocuk metodolojisi gidiyor. Uslu çocuklar çağı yakalayamaz. Sorgulayan, düşünen, itiraz eden ama bunu belli bir kültür içinde yapan bir genç geleceği yakalamış bir gençtir. Gençlerdeki o heyecan ve keşfediciliğe bir şey katmak gerekiyor.” dedi.
Tutkulu projesi olanlar kazanıyor
Projecilikte laboratuvarda yatıp kalkan, tutkulu projesi olan kişilerin kazandığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Tutkulu projesi olanlar kazanıyor. Aşkla ve şevkle projeye sarılırsa proje oluyor. Aziz Sancar’a bakın, laboratuvarda yatıp kalkarak bu şekilde oluyor. Yaptığın işe mutlaka heyecanını ve tutkularını katmak gerekiyor.” dedi